13 Eylül 2018 Perşembe

Neşet ERTAŞ- Yaşam Öyküsü

Neşet Ertaş

Neşet Ertaş, (d. 1938, Çiçekdağı, Kırşehir, Türkiye - ö. 25 Eylül 2012, İzmir, Türkiye), Türk halk ozanı ve halk müziği şarkıcısı.


Babası bağlama ustası Muharrem Ertaş, annesi Döne Ertaş'tır. 8 yaşına kadar doğduğu köy olan Kırtıllar Köyü'nde yaşamış, sonrasında ailesi ile birlikte İbikli Köyü'ne yerleşmişlerdir. 12 yaşındayken annesi Döne'yi kaybetmiştir. Babası Muharrem Ertaş, Yozgat'ın Kırıksoku Köyünden Arzu isminde bir kadınla evlenince bir süre bu köyde yaşadıktan sonra Yozgat'ın Yerköy ilçesine yerleşmişlerdir.

Ertaş, ilkokula gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte yörenin düğünlerinde sazı ile türküler söylemeye başladı. Ertaş, etkilendiği tek kişinin babası Muharrem Ertaş olduğunu söyler. Bu durumu şu şekilde ifade eder; "Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız.



Sanat hayatı
Neşet Ertaş, Kırşehir ve ardından 2 yıl da Kırıkkale'de bulunduktan sonra 1957 yılının sonunda İstanbul'a gelerek Şen Çalar Plak'ta ilk plağını Neden Garip Garip Ötersin Bülbül adı ile babası Muharrem Ertaş'a ait bir türküyle çıkarır. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı diğer plak, kaset ve halk konserleri takip eder. 2 yıl İstanbul'da çalıştıktan sonra Neşet Ertaş Ankara'ya yerleşir ve sahne hayatına burada devam eder. 1962'de İzmir Narlıdere'de askerliğini yapar. Askerliğini yaptıktan sonra Ankara'da çalıştığı gazinoda Leyla isminde bir kızla tanışır ve hemen evlenir. Babası Muharrem Ertaş, Neşet'in bu evliliğine şiddetle karşı çıkar.

Bu olaylardan sonra Neşet Ertaş ve Muharrem Ertaş uzun yıllar konuşmazlar. Neşet Ertaş ve Leyla Ertaş'ın bu evlilikten Döne, Canan adında iki kız ve Hüseyin adında bir erkek çocukları olur. 7 yıl evli kaldıktan sonra 1970'lerin başlarında ayrılırlar. 1978 yılında alkol ve sigara kullanımından dolayı parmaklarından felç geçirir ve işsiz kalır. Kardeşinin daveti üzerine Almanya'ya gider. Tedavi olur. Çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun bir süre Almanya'da kalan sanatçı, 2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle sahne hayatına geri dönmüştür.

Demirel zamanında kendisine sunulan 'devlet sanatçılığı' unvanını; "O dönem Süleyman Demirel cumhurbaşkanıydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, 'hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor' diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdadımız adına aldım." diyerek geri çevirmiştir.

Halk bu tavra destek vermiş ve Neşet Ertaş âdeta yaşayan bir efsane olmuştur. Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında yapılan ulusal envanterlerden Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanterine alınarak yaşayan insan hazinesi kabul edilen Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet konservatuvarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görülmüş, bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuvarlarda ders olarak okutulmuştur. Hayatı ve eserleri Doç. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap hâlinde yayımlanmıştır.

25 Eylül 2012 tarihinde İzmir'de tedavi gördüğü hastanede ileri evrede prostat kanseri nedeniyle yaşamını yitirmiştir.Cenazesi Kırşehir Bağbaşı Mezarlığında toprağa verilmiştir.Mezarı ise babası Muharrem Ertaş'ın yanındadır. Mezar taşında ise ''Sakin ol ha, insanoğlu. İncitme canı, her can bir kalp, Hakk'a bağlı. İncitme canı, incitme.'' yazılıdır.Neşet Ertaş’ın adı Kırşehir'deki caddelerde, okullarda bulunmaktadır, ayrıca babası Muharrem Ertaş’la birlikte bir de anıtı bulunuyor.Dünyada robot heykeli yapılmış ilk saz sanatçısıdır. Android heykeli dünyaca ünlü heykel sanatçısı Adil Çelik tarafından yapılmış, Kırşehir Neşet Ertaş Gönül Sultanları Kültür Evi'nde yerini almıştır.

Diskografi
Tek parçalar
1957 - Neden Garip Garip Ötersin Bülbül
Çoban
Hareli Gelin
Diloylu Halay Havası
Varıp Bir Kız On Yaşına Değince
Şeytanın Atına Binip Yeldirme
Bir Leyla Misali
Yardan Tatlısı Bulunmaz
Engeller Koymuyor Yar Sana Varsam

Ceylan
Vefasız Yar Aşkına (vay bana vah bana)
Kıbrıs Destanı (Kıbrıs Barış Harekatından Sonra Yazmış Olduğu Türküsü)
Giyindim Kuşandım Gittim Düğüne
Aşk Elinden Ağlayan
Sar Leyla Leyla(ayrıldığı karısına yazmıştır)
Hasta Düştüm
Tor Şahin Misali
Uyma Sakın

Albümleri
1957 - Neden Garip Garip Ötersin Bülbül
1960 – Gitme Leylam
1979 – Türküler Yolcu
1985 - Sazlı Oyun Havaları
1987 - Türkülerle Yaşayan Efsane Deyişler Bozlaklar Türküler
1988 – Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde
1988 – Kendim Ettim Kendim Buldum
1988 – Kibar Kız
1989 – Hapishanelere Güneş Doğmuyor
1989 – Sazlı Sözlü Oyun Havaları
1990 – Gel Gayri Gel

1992 - Şirin Kırşehir
1993 – Kova Kova İndirdiler Yazıya
1995 – Seçmeler 2
1995 – Seçmeler 3
1995 – Seher Vakti
1995 – Altın Ezgiler 3
1995 – Benim Yurdum
1997 - Nostalji 1
1998 - Ölmeyen Türküler 2
1999 - Ölmeyen Türküler 3
1998 – Gönül Yarası

Neşet Ertaş Külliyatı (15 serilik)
1999 – Zülüf Dökülmüş Yüze 1 Kayıt tarihi:1969-1974
1999 – Gönül Dağı 2 Kayıt tarihi: 1969-1974
1999 – Mühür Gözlüm 3 Kayıt tarihi: 1969-1974
1999 – Zahidem 4
1999 - Neredesin Sen
2000 - Garibin Dünyada Yüzü Gülemez 5 Kayıt tarihi: 1969-1974
2000 - Niye Çattın Kaşlarını 6 Kayıt tarihi: 1969-1974
2000 - Çiçekdağı 7 Kayıt tarihi: 1969-1974
2000 - Ayaş Yolları 8
2000 - Sevsem Öldürürler 9 Kayıt tarihi: 1974-1986
2000 - Ağla Sazım 10 Kayıt tarihi: 1974-1986

2000 - Hata Benim 11
2001 - Dostlara Selam 12
2001 - Sabreyle Gönül 13
2002 - Yar Gönlünü Bilenlere 14
2002 - Vay Vay Dünya 15
2003 - Gurban Olduğum
2008 - Neşet Ertaş 2008



Babam Kırşehir’den çıkmış, Keskin’e gelmiş. Anamınan evlenmiş. Çiçekdağı’nın Gırtıllar eski adıyla Abdallar Köyü denilen küçük bir köy, 20 haneli bir yere gelmiş. Ben o Abdallar yeni adıyla Gırtıllar Köyü’nde dünyaya gelmişim. 5-6 yaşımda babam beni yanına aldı. Gittiği yerlere beni de götürürdü. Bazı türkü söyletirdi. Babam saz çalardı, bana da Kemanı verdi. Gülik’de sekiz yıl, Yozgat, Kayseri, Niğde, Nevşehir, Kırıkkale, Keskin, Yerköy köyleriyle beraber gezdik. Düğün çalardık. Babamı bilenler, çağırırlardı. Geçimimiz verilen bahşişlerden olurdu. 14 yaşımda aldım sazımı, İstanbul’a gittim. Aç kaldım, karın tokluğuna iş bulamadım. Günlerce iş aradım bulamadım. Şençalar Plak diye bir yazı okudum. Sazımı aldım gittim. Behiye Aksoy’un ilk plağını dinliyorlardı. Beni dinlediler. Kabul ettiler. Kadri Şençalar benimle çok yakından ilgilendi. Plak okuttular. Beni Beyoğlu Saz’a götürdü. Bana program aldı Kadri Şençalar. Böylece sahne hayatım başlamış oldu. İki yıl İstanbul’da kaldım. Ordan Ankara’ya geldim. Ankara’da bir gazinoya başladım. Orada Leyla isimli bir kızla tanıştım. Hemen evlendim. İki kız, bir oğlumuz oldu. Mutlu olamadık. Askere gittim geldim. Daha sonra ayrıldık. 7 yıl bir arada kalmıştık. Aralıksız plaklar okuyordum. Türkiye’yi vilayet, kaza, nahiye altı-yedi kere konserlerimle gezdim. 1979’da bildiğiniz gibi Almanya’ya geldim. Çocuklarım anasındalardı. Onlar da yanıma geldiler. Oğlum evlendi. Hanımı ve kendisi üniversitedeler. Kızımın evi alındı. Eşi ve kendisi üniversitedeler. Ben okula gidemediğim için çocuklarımın okumalarından mutluluk duyuyorum. Ben de burada müzisyen olarak kalıyorum. Aciz becerimle soru merakınızı giderebildimse mutluluk duyarım, efendim…6 Nisan, 1996
Not: Zahmet edip çizdiğiniz resmim için teşekkür ederim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder